Glutatyon, vücudumuzda kendiliğinden üretilebildiği gibi besin takviyesi ile de alınabilen ve üç aminoasitin bir araya gelmesiyle oluşan bir proteindir. Glutatyon, metabolizmanın ve bağışıklık sisteminin düzenli ve sağlıklı olarak çalışmasını sağlamaktadır.
Başka bir ifade ile açıklamak gerekirse glutatyon; hastalıklardan korunmaya, yaşlanmayı yavaşlatmaya, enerjiyi artırmaya, hasarlı hücreleri onarmaya, bağışıklığı güçlendirmeye ve toksinlerden kurtulmaya yarayan bir proteindir.
Dışarıdan besin takviyeleri ile alınan glutatyona kıyasla vücudumuz, kendi başına yeterli miktarda glutatyon üretebilmektedir. Öte yandan, özellikle sigara ve alkol kullanımı gibi dış faktörler, vücudumuzdaki glutatyon miktarının düşmesine neden olmaktadır.
Vücudumuzdaki glutatyon miktarının düşmesine bağlı olarak kronik yorgunluk, mide hastalıkları, kalp damar hastalıkları, nörolojik hastalıklar, otoimmün hastalıklar, cilt hastalıkları, göz altlarında morluklar, lekelenmeler, alerjiler ve vücut direncinin düşüklüğü gibi çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır.
Genç bir cilde ve dirençli bir bağışıklı sistemine sahip olmak için vücudumuzdaki glutatyon miktarının korunmasında dikkat etmeliyiz.
Glutatyon, vücudumuz için oldukça önemli bir proteindir. Bu yüzden her sağlıklı birey vücudunda, günde ortalama olarak 10 gram glutatyon üretilmesi gerekmektedir. Glutatyon eksikliği ise çok ciddi hastalıkların ve mental sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur. Çünkü glutatyon, bağışıklık sistemimizi ve metabolizmamızı koruduğu kadar beynimizin dopamin ve serotonin salgılamasına da yardım etmektedir.
Glutatyon, serbest radikallerin hücre oksitlenmesine neden olmasının önüne geçtiği için de cildin kendini yenilemesine yardım etmektedir. Vücudun yeterli miktarda glutatyon üretememesi durumunda kırışıklık, sarkma, elastikiyetini kaybetmiş bir cilt, çizgi, çukur, akne, leke ve döküntü gibi çeşitli cilt sorunları ortaya çıkmaktadır.
Glutatyon, ilaç kullanımı ile takviye edilebilen bir enzimdir. Fakat ilaç kullanımı, glutatyon tedavisi bakımından bazı durumlarda etkili sonuçlar verememektedir. Hatta, ilaç kullanımının artması ile birlikte midede çeşitli rahatsızlıklara da neden olabilmektedir.
Glutatyon tedavisi olarak sıklıkla damardan enjekte edilmesi yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde glutatyon, C vitamini ile kombine edilerek hastaların damar yollarından vücutlarına aktarılır.
Bir diğer ifade ile, Glutatyon C terapisi, bağışıklık sistemimizi koruyan glutatyon proteini ile metabolizmamızı dirençli hale getiren ve hücrelerin kendisini yenilemesini sağlayan C vitaminini kombine ederek vücuttaki antioksidan seviyesini arttırmaktadır.
Glutatyon C terapisi, uzman doktorlarımız tarafından İstanbul’daki kliniğimizde gerçekleştirilmektedir. İçerisinde glutatyon ve C vitamini bulunan serum, hastalarımızın damar yolundan direkt olarak aktarılmaktadır. Tamamen ağrısız ve acısız bir uygulama olan glutatyon C terapisi, ortalama olarak 20 dakikada tamamlanmaktır.
Genellik 4-12 seans sonrasında tam olarak etkisini göstermeye başlayan glutatyon C terapisi sonrasında hastalarımız, rahat bir şekilde günlük aktivitelerini yapmaya devam edebilmektedir. Hastalarımızın toplamda kaç seans alacağı ise uzman doktorlarımızın glutatyon C terapisi öncesinde hastalarımıza uyguladığı konsültasyon sırasında belirlenmektedir.
Glutatyon C terapisi, haftada bir kez uygulanacak şekilde ortalama 5 seans sonrasında etkisini göstermektedir. Fakat vücuttaki glutatyon miktarı çok çabuk düşebildiği için hastalarımıza her yıl düzenli olarak glutatyon C terapisi yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.
Glutatyon tedavisi, yavaşlayan metabolizmayı hızlandırdığı için vücutta biriken ağır metallerin ve toksinlerin yok edilmesini kolaylaştırmaktadır. Bu yüzden glutatyon tedavisi ile obezite gibi aşırı kilo sorunu olan hastalarımızın iyileşme süreçleri de hızlandırılmaktadır. Sonuç olarak glutatyon tedavisi ile kilo kaybı söz konusu olabilmektedir.
Sağlıklı bir insan vücudunda glutatyon miktarı 10 gramdır. Ek olarak glutatyon takviyesi almak isteyen hastalarımızın, günde yaklaşık olarak 490-700 mg alması gerekmektedir.
Kolajen tedavisi, cilt yüzeyindeki yaşlanma belirtilerinin önüne geçerken glutatyon tedavisi antioksidan yaratarak serbest radikallerinin hücreye zarar vermesini engellemektedir. Bu yüzden glutatyon tedavisi ile hücre yenilenmesi sağlandığı için içten bir cilt yenilenmesi söz konusu olmaktadır. Hastalarımız her iki tedavi desteğine başvurarak daha sağlıklı ve genç görünen bir cilde sahip olabilirler.